29 Kasım 2010 Pazartesi

PAZARTESİ YAZISI

Bıcır bıcır , vızır vızır , hışır hışır , şupur şupur sesler yükselmeli her bir yerden ben içeri girdikten sonra... Eşyalar bile konuşmalı. Benim heyecanla girdiğim odada ( ofis , kanki buluşmaları , iş toplantıları , sevgiliyle kafede buluşma , her neyse işte ..) " van minut " bir sessizlikle başbaşa kalırsam , içimde kocaman ( ebat değişebilir ) bembeyaz bir kağıt ortadan ikiye yırtılıyor , bir aslan parçası sessizliğin ortasından koşarak geçiyor , bir öğrenci tırnaklarını karatahtaya ( kaldı mı ki ) sürtüyor. 
Gülerken bile içinden konuşuyorsan , gözlerinle duygularını ifade edemiyorsan , konuşman sadece 2 dudağın kasılıp gevşemesiyse , mutluluğu çok uzaklarda , şuan bulunduğun odanın dışında arıyorsun demektir.
               Ben bu yazıyı pazartesiye enerji vermek için yazarken , " avatar "ım Amalfi sahillerindeki bu evde sakin sakin kitap okuyor...

1 yorum:

  1. bir kez sessizlik bozuldu mu hiç bir şey aynı kalmayacak.

    YanıtlaSil